“15 TEMMUZ GECESİ”

Tüm Milletimizin sıradan başlayıp unutamadığı gece,gün, gündüz. Çaresizliğin unutulduğu, ferasetli milletimizin tek gayesi olan vatanını, milletini, bayrağını, meclisini bırakmamak için canına cani kanına kan geldiği gün. Binlerin, on binlerin sokaklara dökülüp kendi geleceğini yazdığı gün. Dil, din, ırk ayrımı yapılmaksızın Türkiyeli olunan gün!

Kendini din maskesine bürümüş hainlerin, necip milletimiz tarafından maskelerinin düşürüldüğü gün. O gün 15 Temmuz! O meş’um gecede şehitler canlarıyla, gaziler bedenleriyle üzerine düşen görevi layıkıyla, fazlasıyla yerine getirdiler. Şimdi bize düşense onları böylesine ön safa iten ruhu diri tutmaktır. Unutmamak, unutturmamaktır!

15 Temmuz şehadet gecesini, fetanet ve dirayet gününe dönüştürmek bugün boynumuzun borcudur. Muhatap kaldığımız ihanet vakası, akva sahibi milletimizi çok keskin bir fitne ile yüz yüze getiren arkasında kirli eller olan tek başlı bir kadronun marifetidir. Bu kadro “altın nesil, imanlı gençlik” yetiştirmek adı altında her bir hücresi ihanet ile kodlanmış robotlar yetiştirmiştir. Halkına kurşun sıkan, devletin, milletin okullarında okuyup eli kalem tutan bu robotlar, devletimize olanca sinsiliği ve bağnazlığı ile sızmıştır. Bu tehlikeli “sızıntı” çok şükür ki güçlü devletimiz ve milletimizce fark edilmiş, 15 Temmuz gecesi yapılan ihanet gösterisi hamd olsun ki karşılık bulamamıştır. Yine hamd olsun ki o karanlık ihanet gecesinde şerrin içindeki hayır milletimizi uyarmış, uyandırmıştır. Uyanmak bir haslettir. Fakat uyanık kalmak, günlerce, haftalarca nöbette kalmak ise bir fazilettir. 

Şimdi millet olarak vazifemiz bu fazileti sürdürmektir. Bu yüzden “unutmadık, unutturmayacağız” kararlılığını sürekli dilimizden de kalbimizden de düşürmeyeceğiz! 

Bu duygu ve düşüncelerle başta 15 Temmuz şehitlerimiz olmak üzere ‪Vatan uğruna can vermiş şehitlerimize Allahtan rahmet, fedakar gazilerimize ve onların değerlerli ailelerine şükranlarımı sunarım.